19 Şubat 2009 Perşembe

where it all begins

bir 19 şubat cumasıydı. 
sabiha gökçenden ilk uçuşum değildi ama, dış hatlardan ilk çıkışımdı. benim için yurtdışına gitmek o kadar büyük bir olaydı ki anlatamam, sonunda senelerdir çekmecede bekleyen pasaportumu kullanıyordum. kontrolleri geçip son gate'e gelmek artık dönüşü
 olmayan bir noktadayım hissi uyandırmıştı içimde, ki öyledi de. austrian havayollarının kıpkırmızı giyinmiş gülmekten yanaklarının kas yaptığını tahmin ettiğim hostesleriyle yeni bir döneme merhaba diyordum.  uçuş bitip viyanaya geldiğimde, schwechat havaalanında ilk defa heyecandan ellerim titredi, telefonun tuşlarına basamıyordum, hattımı yurtdışına açmış olsalar evi arayıp indim diyecektim, diyemedim. senelerdir tek başıma yolculuk ediyordum ordan oraya ama bu sefer farklıydı, tamamen yeni, tamamen yabancı, tamamen tek başımaydı.
işte herşey böyle başladı... 

3 müthiş fikr-i beyanda bulunulmuş:

Dalecarnegie dedi ki...

Terminal çıkısında tanıdık bir yüz görememenin ne kadar zor bir durum oldugunu biliyorum,ya da tanıdık birilerinin o an yanında olmasını istemen ...

İlk başlarda zorluk çekilsede,ilerleyen zamanlarda alışacaksın alışmak zorundasın
İyi akşamlar

ayci dedi ki...

bulundugun sehir...bulundugum sehire yakin ve üstelik sabiha gökcen mini minacik bir havalimani ve kücüklügü daha da genisletiyor heyecani!

geri döndügün zaman...cok farkli olcak!

alice hanım dedi ki...

evet herşey çok farklı, hayat daha renkli ve/ya daha siyah beyaz, içimdeki hisler daha özlemli ve/ya daha umursamaz, evet herşey farklı; çok farklı...